GİZLİ TUZ KAYNAKLARI! Yüksek Tuz İçeren Bu Besinlere Dikkat! Tuzun Faydaları ve Zararları Neler? Günlük Tuz Tüketimi Ne Kadar Olmalı?

Haberin DevamıHaberin Devamı

Vücudumuzun sıvı dengesini korumaktan sinir ve kasların düzgün çalışmasına kadar birçok hayati görevi üstlenen, yemeklere tat veren, sofraların vazgeçilmezi tuz; doğru miktarda kullanıldığında vücuda birçok yarar sağlıyor. Uzmanlara tuz hakkında bilinmesi gerekenleri Hürriyet’e anlattı.

Vücudun sıvı dengesinin korunması, kas ve sinir fonksiyonlarının düzenlenmesi gibi hayati birçok işleve sahip tuz, fazla tüketildiğinde yüksek tansiyon, böbrek hastalıkları ve kardiyovasküler rahatsızlıklara yol açabilirken tamamen kesilmesi veya aşırı azaltılması durumunda da vücut için ciddi riskler oluşturuyor. Sağlık yazarımız Uzm. Dr. Ayça Kaya, tuzun yalnızca sofralarda görülen beyaz kristallerden ibaret olmadığını hatırlatıyor: “Tuz (sodyum klorür), vücudun sıvı dengesini koruyarak sinir ve kas fonksiyonlarını destekler. İçeriğindeki sodyum hücre zarındaki iyon dengesini sağlayarak sinir iletimi ve kas kasılmasını düzenlerken, klor kanın pH dengesini koruyarak sindirim sürecinde mide asidi üretimine katkıda bulunur.”

Günlük yaşamda yeterli miktarda tuz alınmadığında hiponatremi, düşük tansiyon, baş dönmesi ve sindirim problemleri gibi eksiklikler olabileceğini söyleyen Kaya, bu eksikliklerin yol açabileceklerini şöyle aktarıyor: “Sodyum, hücre dışı sıvının temel iyonlarından biridir. Eksikliği durumunda hücre içine fazla su girişi gerçekleşir ve bu durum beyin hücrelerinde şişmeye yol açarak ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ağır vakalarda beyin ödemi gelişebilir. Özellikle ileri yaştakiler, yetersiz beslenenler, kronik hastalıkları olan bireyler (böbrek, kalp, karaciğer hastalıkları, diyabet, kanser) sodyum eksikliği açısından yüksek risk taşıyor.” Kaya, aşırı tuz tüketiminin yol açabileceği hastalıkların da altını çiziyor: “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlıklı bireyler için günlük sodyum alımını 2 gramla (yaklaşık 5 gram tuz) sınırlı tutmayı öneriyor. Bu miktar çoğunlukla besinler aracılığıyla karşılanabildiği için ekstra tuz eklemeye gerek kalmayabiliyor. Tuzun aşırı tüketimi hipertansiyon, kalp krizi, felç ve böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.”

Beslenme uzmanı, yazarımız Berrin Yiğit tuzun vücut için hayati fonksiyonları desteklediğini söylüyor: “Sodyum, hücre içi ve dışı sıvıların dengesini düzenleyerek elektrolit dengesinin korunmasını sağlar. Bu mineral sinir iletiminde ve kas fonksiyonlarında kritik rol oynar.” Vücutta yeterli tuz olmadığında baş dönmesi, kas krampları ve düşük tansiyon gibi belirtiler görülebileceğini belirten Yiğit, “Sodyum eksikliği sıvı dengesini bozarak vücutta işlev kayıplarına yol açabilir” diyor.

Sodyum yalnızca eklenen tuzdan değil, doğal besinlerden de alınabiliyor. Berrin Yiğit doğal sodyum kaynaklarına şu örnekleri veriyor: Sebzeler (Özellikle pancar, kereviz) Süt ve süt ürünleri Deniz ürünleri Et ve yumurta

Günlük beslenmede fark etmeden yüksek miktarda tuz tüketmemize sebep olan gıdaları Berrin Yiğit şu şekilde sıralıyor: Ekmek ve simit Peynirler (özellikle beyazpeynir ve kaşar türleri) Zeytin Konserve ürünler Hazır çorbalar ve soslar Turşular Atıştırmalıklar İşlenmiş etler

Beslenme ve diyet uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz, tuz türleri arasındaki farkın çoğunlukla işlenme süreçlerinden kaynaklandığını belirtiyor: “Tüm tuzlar temel olarak sodyum klorürden oluşur ve besin içeriği minimum düzeyde değişir. Daha az işlenmiş tuzlar eser miktarda mineral içerse de bu miktar önemli bir besinsel fayda sağlamak için yeterli değildir.” Tokgöz farklı işlenme türlerinden geçmiş tuzlara şu şekilde örnek veriyor: Sofra tuzu: Yeraltı tuz yataklarından çıkarılarak elde edilir ve yoğun bir rafine işleminden geçer. Bu süreç kirlilikleri giderirken minerallerin de büyük ölçüde kaybolmasına neden olur. Sofra tuzu ince öğütülmesi nedeniyle daha yoğundur ve bu yüzden iri taneli tuzlara kıyasla daha fazla sodyum içerir. Deniz tuzu: Okyanus ve deniz sularının buharlaştırılmasıyla üretilir, sodyum klorür içeriği yüksek olmakla birlikte, hasat edildiği bölgeye bağlı olarak potasyum, çinko ve demir gibi bazı mineralleri içerebilir. Rafine edilmediği için bazen kurşun gibi ağır metalleri de barındırabilir. Himalaya tuzu: Deniz tuzuna benzer şekilde daha az işlenmiştir, demir, kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi eser miktarda mineraller içerir. Büyük kristal yapısı nedeniyle genellikle iri taneli olarak satılır.
Haber Kaynak : CNNTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”